Göz Hastalıkları İstanbul | Pendik Yüzyıl Hastanesi

Göz Hastalıkları

Astigmat


Astigmat, göz merceğinin düzensiz eğriliği nedeniyle odaklanma sorununa yol açan bir görme bozukluğudur. Net olmayan görüntüler ve göz yorgunluğu yaygındır.

Diyabetik Retinopati

Diyabetik retinopati, diyabetten ötürü retinada damar hasarıyla gelişen, görme kaybına sebep olan bir göz hastalığıdır.

Excimer Lazer

Excimer lazer, göz cerrahisinde kullanılan, kornea şekillendirme için ideal, minimal termal hasar veren bir UV lazeridir.

Göz Tansiyonu

Göz tansiyonu, göz içindeki sıvının artan basıncıdır. Glokom riskini artırabilir, görme kaybına yol açabilir. Göz doktoru düzenli kontrollerle tansiyonu izler, tedavi uygular.

Göz İçi Lens

Göz içi lens, genellikle miyopi, hipermetropi veya astigmatizma gibi göz kusurlarını düzeltmek amacıyla kullanılan ince, saydam bir lens türüdür. Göz içine yerleştirilen bu lensler, gözün doğal merceği gibi çalışarak görüntüyü odaklamaya yardımcı olurlar.

Göz Kayması

Göz kayması, göz kaslarının uyumsuz çalışması sonucu oluşan bir durumdur. Bu durumda, her iki göz arasındaki koordinasyon bozulur ve bir göz normal pozisyonunu korurken diğer göz farklı bir yöne kayabilir.

Smile / Relex Lazer

Smile lazer; gözdeki görme bozukluklarını iyileştirmek için geliştirilmiş olan 3. nesil bir lazer teknolojisidir. Görme bozukluklarından memnun olmayan, gözlük veya lens kullanmak istemeyen kişilerin tercihi olmaktadır.

Uzman Hekim Kadromuz

Doçent Doktor Hüseyin SİMAVLI

Göz Hastalıkları

Göz Hastalıkları Nedir?

Göz, ışığı algılayan ve optik sinir boyunca beyne sinyaller gönderen bir duyu organıdır. Boyut olarak küçük olmasına karşın son derece önemlidir ve karmaşık bir yapıya sahiptir. Görmeyi sağlayan gözün aynı zamanda renkler ve derinlik arasında ayrım yapma yeteneği de vardır.

Çevresel ya da kalıtımsal etkenler nedeniyle gelişen ve çeşitli görme sorunlarına yol açabilen fiziksel hastalıklar, göz hastalıkları olarak adlandırılır. Göz hastalıkları; göz kapaklarında, göz merceğinde, gözü dış faktörlerin olumsuz etkilerine karşı koruyan ve “saydam tabaka” olarak bilinen göz zarında ya da gözü saran sinir dokularında meydana gelebilir.

Pek çok farklı faktöre bağlı olarak ortaya çıkan göz hastalıkları görme yetisinin bozulmasına hatta tamamen kaybolmasına neden olabilir. Kişinin yaşam kalitesini olumsuz şekilde etkileyebilen göz hastalıklarının pek çok farklı türü vardır. Bazı göz hastalıkları erken evrede herhangi bir belirti vermez. Bazı göz hastalıkları ise şiddetli yanma, kaşıntı, renkleri seçememe, ışığa karşı hassasiyet, aşırı çapaklanma, görmede azalma ya da kısıtlılık gibi belirtilerden biri ya da birkaçı ile kendini belli edebilir.

Göz Hastalıklarının Belirtileri Nelerdir?

Gözler vücudun en önemli duyu organlarından biridir. Gözlerde ortaya çıkan herhangi bir rahatsızlık görme duyusunda gerilemeye, göz içerisinde yanma, batma ve benzeri şikayetlere neden olabilir. Göz hastalıklarının en sık karşılaşılan belirtileri şu şekilde sıralanabilir:

Gözlerde ağrı ve ağırlık
Göze yabancı bir cisim kaçmış gibi bir rahatsızlık hissi
Gözlerde yaşarma ve ağlama şeklinde çapaklanma ve göz yaşı problemleri
Gözlerde şiddetli kaşıntı, kızarıklık ve yanma hissi
Görme alanının daralması ve görme duyusunun azalması
Göz kapaklarında şişlik ve göz kapağı düşüklüğü
Gözleri kısarak bakma ve başı bir yana eğerek bakma gibi belirtilerden birinin ya da bir kaçının olması durumunda vakit geçirmeksizin göz doktoruna başvurulmalıdır.

Göz Hastalıkları Nedenleri Nelerdir?

Göz hastalıkları genetik ya da çevresel pek çok farklı nedenden kaynaklanabilir. Göz hastalıklarının en yaygın nedenleri aşağıda sıralanmıştır:

Görmeyi zorlaştıracak kadar az ya da çok ışıkta çalışmak
Sinüzit, grip, nezle, baş ağrısı ve ateşli hastalıkların yan etkileri
Diyabet ve kalp hastalığı gibi rahatsızlıklar
Göze yabancı isim kaçmasının neden olduğu göz hasarı
Göz yaşı kanallarının tıkanmasına ya da çevresel etkenlere bağlı olarak ortaya çıkan göz kuruluğu
Genetik yatkınlık

Göz Hastalıkları Çeşitleri Nelerdir?

Göz hastalıklarının pek çok farklı çeşidi vardır. Bunlar konjenital kaynaklı olabileceği gibi çeşitli etkenlere bağlı olarak sonradan da gelişebilir. En sık görülen göz hastalıkları çeşitleri:

Glokom (Göz Tansiyonu): Göz içi sıvının dışarı bırakılması görevini üstlenen kanallarda ortaya çıkan yapısal tıkanıklık, sıvının dışarıya yeterli miktarda boşaltılmasını engeller. Buna bağlı olarak oluşan blokaj, göz içi basıncın artmasına yani göz tansiyonunun yükselmesine neden olur. Sonuç itibarıyla bulanık görme, şiddetli göz ağrısı ve baş ağrısı gibi sorunlar yaşanabilir. Glokomun farklı tipleri ve her birinin farklı semptomları vardır. Glokom göz sinirinde geri döndürülemez hasarlara yol açabildiğinden düzenli göz muayeneleriyle erken teşhis koyulabilmesi çok önemlidir.

Katarakt (Göze Perde İnmesi): 55 yaşın üzerinde görülme sıklığı artan katarakt, gözün kendi merceğinde gelişen şeffaflık kaybı olarak tanımlanabilir. Göz merceğinin saydamlığını kaybetmesiyle birlikte göz kamaşması, ışığa karşı şiddetli hassasiyet ve görme kaybı gibi sorunlar ağrısız ve hızlı ilerleyen bir şekilde gelişir. Katarakt, ileri evrelerde görüş kalitesini ciddi düzeyde bozabilir.

Renk Körlüğü: Genellikle kalıtsal seyreden bir görme problemidir. Görme merkezinde renkleri ayırt etmeyi sağlayan özel pigmentlerin olmamasından ya da yeterli miktarda pigment bulunmamasından kaynaklanır. Renk körlüğü olan kişiler genellikle kırmızı, yeşil ve mavi renklerden birini ya da daha fazlasını ayırt edemez.

Şaşılık: Genellikle doğuştan gelen bir göz sorunu olan şaşılık, kaza ya da ateşli hastalıklar nedeniyle de gelişebilir. Yaygın bir göz problemi olan şaşılık, iki gözün bir noktaya paralel bir şekilde bakmasını engeller.

Alerjik Konjonktivit: Görülme sıklığı yaygın bir göz hastalığı olan alerjik konjonktivit alerji kaynaklı olarak gelişir. Gözlerin beyaz kısmını ve göz kapaklarını etkileyen bir iltihaplanmadır. Vücut alerjenlere maruz kalınca hastamın gibi kimyasallar salgılanır. Bu kimyasallar gözlerde kaşıntı, kızarıklık ve sulanmaya neden olan alerjik belirtilere yol açabilir.

Göz Hastalıkları Tanısı Nasıl Konulur?

Görme bulanıklığı, bulantı, şiddetli göz ağrısı, baş ağrısı, gözlerde kızarıklık ve şişme göz hastalığının varlığına işaret eden belirtiler arasında yer alır. Belirtileri doğru bir şekilde gözlemlemek etkili bir tanı ve tedavi süreci açısından son derece önemlidir. Belirtilerin, muayene ve test sonuçlarının göz doktoru tarafından değerlendirilmesiyle birlikte doğru tanı koyulabilir. Göz hastalıklarının teşhisi amacıyla en çok kullanılan tanı yöntemleri:

Görme kaybı testi
Göz içi basıncını ölçen “Tonometre” ile gerçekleştirilen göz dibi muayenesi
Göz bebeğinin üzerine gözün genişlemesini sağlayan damla damlatıldıktan sonra yapılan gözün ışığı kırma değerleri, optik sinir ve retina muayenesi

Göz Hastalıklarının Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Göz hastalıkları görme alanında daralmalara neden olarak günlük yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebilir. Doğuştan gelen göz rahatsızlıkları ve çevresel etkenlere bağlı olarak gelişen görme problemleri için uygulanan tedavi yöntemleri farklılık gösterir.

Göz hastalıklarının tedavisi amacıyla uygulanacak yöntem, teşhisi konulan hastalık özelinde belirlenir. Bu kapsamda; gözlük kullanımı, ilaç tedavisi ya da cerrahi prosedür gibi yöntemler tercih edilebilir.

Katarakt hastalığının tedavisinde uygun görülen hastalara “Trifokal lens” olarak da bilinen akıllı lens yöntemi uygulanabilir. Tek bir odak problemini değil çoklu odak problemlerini çözme imkanı sunan akıllı lens, üç odaklı göz içi lenstir. Göz kırma kusuru olan ancak lazer tedavisine uygun görülmeyen hastaların tedavisinde de akıllı lens kullanılabilir.

Miyop, hipermetrop ve astigmat tedavilerinde uygulanan No Touch Lazer yöntemi, göze temas söz konusu olmadan gerçekleştirilen bir lazer tedavisidir. Uygulama öncesi anestetik damla damlatıldığı için hasta herhangi bir acı ya da ağrı hissetmez. Lazer cihazından çıkan ışınlarla göze doğrudan uygulanan konforlu bir tedavidir.

En Sık Görülen Göz Hastalıkları Nelerdir?

En sık görülen göz hastalıkları farklı belirtilerle ortaya çıkar ve bazıları ciddi görme kayıplarına neden olabilir. Göz sağlığını korumak için rutin göz muayenelerinin ihmal edilmemesi önemlidir. Belirtiler fark edildiğinde ya da risk faktörleri varsa, bir göz doktoruna başvurulmalıdır.

Astigmatizma: Bir kırma kusuru olan astigmatizma, ışığın retinadaki odaklanmasını etkileyerek görüntünün beyinde yorumlanmasını bozar. Genelikle korneanın eğikliğinin hafif yumurta şekline sahip olması astigmatizmaya neden olur. Astigmatizma sorunu olan kişiler hem uzak hem yakın objeleri bulanık görür. Buna bağlı olarak göz kayması, göz yorgunluğu ve rahatsızlık oluşur. Bazı durumlarda astigmatizm miyopi ve hipermetropiyle birlikte görülebilir. Miyop astigmat ve hipermetrop astigmat olarak adlandırılan bu rahatsızlıkların tedavisi için gözlük ya da kontakt lens kullanılabilir.

Miyopi: Göz küresinin normalden daha uzun ya da korneanın fazla eğimli olması nedeniyle ışığın odaklandığı noktanın retinanın önünde olması durumunda ortaya çıkar. Bu durumda, yakındaki nesneler net görünürken, uzaktaki nesneler bulanık ya da belirsiz görünür. Miyopi genetik faktörlere bağlı olarak ortaya çıkabilir. Ayrıca; yoğun bilgisayar kullanımı, uzun süreli okuma alışkanlıkları ve genel yaşam tarzı da miyopiyi etkileyebilir. Miyopi genellikle gözlük ya da kontakt lenslerle düzeltilir. Ancak ileri vakalarda, refraktif cerrahi bir seçenek olabilir.

Hipermetropi: Göze gelen ışınların ağ tabakanın arkasında odaklanması sonucu meydana gelen hipermetopide, yakındaki nesneler net görülmemesine karşın, uzaktaki nesneler nettir. Gözlük, kontakt lens ve cerrahi müdahale gibi tedavi yöntemlerinin amacı, ışığı retinanın ön tarafına düşürmektir.

Konjonktivit: Gözün beyaz kısmını kaplayan ince zarın iltihaplanması olarak tanımlanabilen konjonktivitin viral, bakteriyel ve alerjik türleri vardır. Viral ve bakteriyel türleri bulaşıcıdır. Gözlerde kanlanma, sulanma, çapaklanma, kaşıntı, kızarıklık, batma, yanma, kirpiklere yapışan iltihap ve ışığa karşı hassasiyet gibi belirtilere neden olabilir.

Diyabetik Retinopati: Genç yaştaki diyabet hastalarında nadiren görülen diyabetik retinopati çoğunlukla beş yıldan daha uzun süredir diyabet hastası olan kişilerde görülür. Gözün retina tabakasında yer alan kılcal damarların yapılarının bozulmasından kaynaklanır. Erken evrelerinde genellikle bir belirti göstermez. Diyabet hastaları yılda en az bir kez olmak kaydıyla düzenli olarak detaylı göz dibi muayenesi yaptırmalıdır. Bu sayede, hastalığın ilerlemesi önlenebilir.

Gözyaşı Kanalı Tıkanıklığı: Gözyaşı, gözlerin temizlenmesi ve sağlıklı bir görme duyusuna sahip olunması açısından çok önemli ve gereklidir. Gözyaşının, gözyaşı kanalı aracılığıyla burun boşluğuna ulaşamamasından kaynaklana gözyaşı kanalı tıkanıklığı gözlerde aşırı sulanmaya, sık çapalanmaya ve burun kökünde şişliğe neden olabilir. Gözyaşı kanalı tıkanıklığının erken yaşta teşhisi çok önemlidir. Bebeklerde gözyaşı kanalı tıkanıklığı tedavisi için burun kökündeki gözyaşı kesesi üzerine düzenli olarak masaj yapılır. Yetişkinlerde ise hastalığın ve hastanın durumuna bağlı olarak probing, cerrahi müdahale ya da lazer tedavisi tercih edilebilir.

Keratokonus: Gözün saydam dış tabakası olan korneanın, normalde kubbe şeklinde olması gereken yapısal bütünlüğünü kaybetmesi ile gelişen bir göz hastalığıdır. Bu durumda kornea incelir ve öne doğru sivrilerek koni şeklini alır, göze gelen ışığın görme alanında odaklanamamasına neden olur. Bulanık ve bozuk görüş ortaya çıktığı için okuma ve araba kullanma gibi günlük rutinlerin yerine getirilmesi noktasında zorluklar yaşanabilir.

İnstagram
Bilgi Alın